Kayralar

KAYRA’larda tekneler Samsun’a da uğrar ve uzunca bir zamanı burada geçirirler. Türkiye’nin genel olarak tanıtılması ve yatçıların gezdirilmesi görevi Samsun Yelken Kulübüne verilmiştir

Yıllar 1996’yı gösterirken Ataköy Marina Yacht Club’da bir heyecan bir hareketlilik yaşanmaktadır. Uzun yıllardır düşünülen bir fikir yavaş yavaş ete kemiğe bürünmeye başlamış ve çok yakında gerçekleşecek gibi görünmektedir. Bu fikir Karadeniz’in kıyılarını kapsayan bir yat rallisidir. Bu Ralliyle azgın dalgalarıyla meşhur Karadeniz daha yakından tanınacak, belki de dünyanın dört bir yanından gelen yatçılara tanıtılacaktır.

Ataköy Marina Yacht Club’daki bu heyecan sadece bir yıl sonra yerini bulur ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği programına alınarak ilk KAYRA yani Karadeniz Yat Rallisi yapılır. KAYRA bir yelken yarışı değildir, bu yüzden motoryatlara da açıktır. Amaç Karadeniz kıyılarında henüz yat turizminin uğramamış olduğu limanları ve ülkeleri bu spor dalı ile tanıştırmak, bölge insanları ile yakınlaşmak, yat turizmine ve dünya yatçılığına yeni bakış açıları ve hedefler kazandırmak ve aynı istekleri taşıyan amatör yatçıları bir araya getirmektir. KAYRA Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Türkiye’nin düzenlediği, Türkiye’den yola çıkıp Türkiye’de sona eren, bölgede Türkiye’nin ağırlığını, bilgi ve becerisini sergileyen, bir taraftan uluslararası yatçılığa hizmet eden, diğer taraftan Türkiye’nin ve onun önderliğinde Karadeniz’de de yat turizminin var olabileceğini gösteren bir olaydır o yıllarda…

İlk ralliye 10 farklı ülkeden 30 tekne katılır. İstanbul Ataköy Marina’dan başlayan yolculuk Karadeniz kıyıları boyunca devam eder ve yaklaşık 2 ay sonra yine İstanbul’da sona erer. Bu süre boyunca Karadeniz kıyısındaki birçok limana uğranır, buralardaki marinalarda konaklanır, farklı kültürlerle iç içe güzel günler geçirilerek ciddi boyutta kaynaşmalar sağlanır.

İşte tam bu noktada Samsun Yelken Kulübünün özel bir yeri vardır KAYRA’lar için… O yıl ve sonraki yıllarda gerçekleştirilen KAYRA’larda tekneler Samsun’a da uğrar ve uzunca bir zamanı burada geçirirler. Türkiye’nin genel olarak tanıtılması ve yatçıların gezdirilmesi görevi Samsun Yelken Kulübüne verilmiştir çünkü… Samsun Yelken Kulübü de bu görevi her yıl başarıyla yerine getirir ve Türk Denizciliğinin Karadeniz’deki yüz akı olur o yıllarda...

1998 – 99 KAYRA’lar
Ertesi yıl yani 1998’de katılım biraz daha genişler. O yıl Ukrayna ve Bulgaristan da katılır bu anlamlı organizasyona. 1998 ve 1999 yıllarında yapılan KAYRA’lara dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel himaye eder ve Karadeniz’in tüm Dünya denizcilerine tanıtılması konusunda büyük adımlar atılır.

1999’da Teoman Arsay’ın komodorluğunda İstanbul’dan start alan yatlar yolculuklarına Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya ve Gürcistan’da devam ettikten sonra Hopa’dan Türkiye’ye giriş yapar. Bu yolculuk sırasında bir önceki seneden farklı olarak Tuna Nehrine girilmiş ve 33 mil yol alındıktan sonra tekrar Karadeniz’e dönülmüştür. Amaç Kuzey Avrupa ülkelerindeki yatçıların Karadeniz’e ulaşma konusunda Okyanus, Cebelitarık, Akdeniz ve Marmara üzerinden gelmek yerine Tuna Nehrini kullanabileceklerini göstermektir. 

Türkiye’ye giriş yapıldıktan sonra sırasıyla Rize ve Trabzon’a uğranır. Burada Trabzon’un tarihi ve turistik yerleri gezilir. Ardından Giresun ve Ordu’nun limanlarına uğranır ve Samsun’da yine uzun bir tarihi turistik gezi molası verilir. 64 günlük ve toplam 1922 millik yolculuğun sonunda ralli İstanbul’da sona erer.

Milenyum ve KAYRA
Milenyum’la birlikte KAYRA’ya bir yıl ara verilir. O yıl ve ertesi yılın başı itibariyle devam eden hazırlıkların ardından yine Dünyanın dört bir yanından gelen onlarca tekne İstanbul Ataköy Marinada toplanır ve Temmuz başı itibariyle yelkenler basılır. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun himayesinde bir Karadeniz Yat Rallisi daha başlar ve gezilen Karadeniz limanlarının ardından Eylül başında bir KAYRA daha başarıyla sona erer.

2001’de gerçekleştirilen bu rallinin ardından bu kez 2 yıl ara verilmek zorunda kalınır. Takvimler 2004’ü gösterdiğinde verilen 2 yıllık aranın da etkisinden olsa gerek büyük özlem duyulan Karadeniz Yat Rallisi için hazırlıklar son aşamaya getirilir. 2 Temmuz’da başlayan Ralliye bu yıl çeşitli ülkelerden gelen 100’den fazla yat içinden 54 yat katılır. Rota bu yıl öncekilerden farklıdır: bu kez önce Türkiye’nin Karadeniz kıyılarını takiben Gürcistan, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan limanları olmak üzere 33 liman ziyaret edilecektir.

İstanbul Ataköy Marina’dan denize açılan tekneler 13 Temmuz’da Samsun’a ulaşırlar. Samsun’da bu teknelere ev sahipliği yapan Samsun Yelken Kulübünün her yıl olduğu gibi yine çok önemli bir misyonu vardır. 50’den fazla tekneyle gelen 150 yatçıyı ağırlamak ve onların önce Karadeniz’i sonra Türkiye’yi sevmelerini sağlamak… Bu yılki etkinliğin Kulüp açısından daha da ayrı bir önemi vardır. Çünkü yatçılar önceki rallilerin aksine yeni tesislerde ağırlanacaktır. İnşaatı hala devam eden tesislerin yetişmeme ihtimali gece gündüz sürdürülen hummalı çalışmayla ortadan kaldırılır ve tarih 13 Temmuz’u gösterdiğinde 54 teknenin yeni marinaya demirlemesi sağlanır.

Samsun’da geçirilen 5 gün boyunca yatçılar önce otobüslerle Ankara’ya götürülür.

Burada yapılan konaklamanın ardından Anıtkabir ziyareti gerçekleştirilir ve sonraki günlerde Alacahöyük, Hattuşaş ve Çorum gezisinin ardından yeniden Samsun’a dönerler. 18 Temmuzda yeniden denize açılarak Karadeniz Yat Rallisine devam ederler. Samsun Yelken Kulübü o yıl yeni tesisleriyle, misafirperverliğiyle ve organizasyondaki başarısıyla tüm yatçılardan tam not alır.

Yeniden neden olmasın?
Yat Turizmi tüm dünyada büyük önemi olan bir kavram… Türkiye sadece yat turizminden 10 milyar dolar gelir elde edebilecek bir yeteneğe sahip. Karadeniz de bu anlamda önemli bir potansiyeli içinde barındırıyor. Üstelik politik, anarşik olaylardan etkilenmeyen tek turizm alanı bu alan. 1997 itibariyle 2004’e kadar düzenlenen beş KAYRA ile bilinmeyen ve korkulan bir deniz olan Karadeniz bilinen ve korkunun yenildiği deniz haline geldi.

Denizciler değişik insanlardır. Kültürleri ve yapıları farklıdır. Risk taşıyan, mücadele eden, maceracı insanlardır onlar. Denize çıkmak, tekneyle dalgalarla boğuşmak, bilinmeyen koylarda demir atmak onun içinde var. Marinaların, koyların güvenliklerinden eminler. Bu yüzden Karadeniz’de yatçılığın geliştirilmesi adına KAYRA’nın yeniden düzenlemesi en büyük dileğimizdir.